Herkese Selamlar!

Ben Ömer Altay. Bugün sizlere 14 Eylül’de 2. kez düzenlenen Uluslararası Ayvalık Yarı Maratonu (yerel adıyla “Kurtuluş Yarı Maratonu”) deneyimlerimi anlatacağım.

İlk Bölüm: Yarış Öncesi Lokasyon Planlamaları

Ayvalık, tahmin edebileceğiniz üzere yaz sezonunda aşırı ilgi gören bir yer. Bu yüzden pansiyon/otel rezervasyonlarınızı ve yolculuklarınızı çok önceden planlamanız şart. 😊

İkinci Bölüm: Yarış Hazırlıkları / Koşulacak Mesafenin Seçilmesi

Organizasyon, bizlere 21K, 5K ve 10K parkurlarını seçenek olarak sunuyor. Genel olarak parkurlar zorlu ve rüzgarlı. Bir Ayvalık klasiği olarak o rüzgar asla durmaz. Bu durum, koşucular için bir avantaj olabilir, çünkü “püfür püfür” koşulacak. Ancak hızlı koşmayı planlıyorsanız ve “Bu yarışta en iyi derecemi yapacağım!” diyorsanız, parkurda ya da Ayvalık’ın birkaç yerinde koşup vücudunuzu adapte etmelisiniz. Yine de söylemeliyim: Bu yarış pek “PB” (Personal Best) yapmaya uygun bir yarış değil.

Üçüncü Bölüm: Yarış Başlangıcı / Stratejiler

Koşacağınız mesafeye karar verdiniz. Start çizgisindesiniz, hazır mısınız? Hadi bakalım, yarış başlangıcında neler bekliyor:

İlk olarak: sıcak! Yarış oldukça sıcak. Saat 9:00’da (21K başlangıç saati) hava 27 dereceydi ve daha da arttı. Elektrolit ve karbonhidrat takviyelerinizi yanınızda taşımak istemeyebilirsiniz. Şapka gibi aksesuarlar da güneşten korunmak için gerekli.

Dördüncü Bölüm: Genel Yarış Deneyimleri

Bu bölüm tamamen kişisel yorumlarım üzerine: Parkurlar genel olarak yokuşlu. 5-10K parkuru neredeyse sürekli iniş-çıkışken, 21K parkurunun ortalarında sert yokuşlar var (bkz. Şeytan Tepesi). Eğer 5 kilometre üzeri bir mesafe koşacaksanız, stratejinizi yokuşlarda dikkatli olmaya ve CP’leri (kontrol noktalarını) atlamamaya yönelik hazırlayın. Mental olarak kendinizi David Goggins gibi hissetmek istiyorsanız, bu yarış tam size göre! PB gelmeyebilir, ama bir sonraki yarışınızda PB yapmaya daha yakın olabilirsiniz.

Organizasyon Yorumları

Gelelim biraz eleştirisel kısma. Organizasyonun yazlık bir yerde olmasından mı yoksa amatörlüğünden mi bilinmez, açıkçası çok başarılı bulamadım. Etkinlik alanı oldukça güzel seçilmiş, ancak düzenlemesi kötü yapılmış. Etkinlik alanında oturacak hiçbir yer yoktu. Ayrıca parkurlarda gidiş-dönüş yolları düzgün ayırılmadığından, 5K yarışında birinci giderken, karşımdaki 10K ve 21K koşucularından sürekli yol istedim.

Yarış kiti içerikleri yeterliydi (her ne kadar Belgrad Ultra Trail’in yanına yaklaşamasa da). Ödüller konusuna gelirsek: Atletler 400-500 TL civarında bir katılım ücreti ödeyip ödül olarak 1 kupa ve 500 ml zeytinyağı alıyor. 😄 Gerçekten şaka mı yapıyorlar diye düşündüm, ama ciddiymişler. Bu, büyük bir motivasyon eksikliği yaratıyor. 500 ml zeytinyağı için mi koşuyorum? Bu kesinlikle düzeltilmeli.

Son Bölüm: Gelecek Yıllara Notlar

Yarış genel olarak güzel. Ancak sadece bu ödüller ve deneyimler için gitmek mantıksız olabilir. Yine de tatilinizi yarış günlerine denk getirirseniz, koşmadan geçmeyin. Ayvalık, oldukça değerli bir yer ve bu değeri güzel bir yarışla taçlandırmak çok güzel bir düşünce. Eksikler her ne kadar önemli olsa da küçük birkaç dokunuşla giderilebilir. Gelecek sene bu eksiklikler halledilirse, bu yarış tadından yenmez!

Şimdilik benden bu kadar. Bir sonraki yazılarda görüşmek üzere, sağlıcakla koşun!