Cappadocia Ultra Trail benim için
Yıl 2015. Koşuya kilo vermek için başlayalı 18 ay olmuştu ve kendimi 60K parkurunda buldum. Finişi 8 saat 31 dakikada zor tamamladım. O 8 buçuk saat, benim için sonsuz bir döngü gibiydi; defalarca bırakmayı düşündüm. Ama o yılın ödül töreninde, kürsüdeki atletleri gördüğüm an içimde yeni bir hedef doğdu: “Bir gün ben de kürsüye çıkacağım.” İşte, Cappadocia Ultra Trail (CUT), hedef koyarak başarıya ulaşmamı sağlayan yarış oldu.
Yarışta en zorlandığım an
Yarış sırasında 7. saatte beslenme sorunları yaşamaya başladım. 2022’de de aynı sorunla karşılaşmıştım, ama bu kez önlem aldım ve kusma noktasına gelmeden stratejimi değiştirdim. Çavuşin Beslenme Noktasında ekibimin tavsiyesini dinleyerek tempomu düşürdüm. Yarışın en kritik anı buydu, çünkü yarış içindeyken kendinizi göremiyorsunuz. Dışarıdan bir gözün sizi doğru yönlendirmesi çok önemli.
Yarışın büyüleci noktası
Yarışın en keyifli anı ise Akdağ zirvesinde durup manzarayı izlediğim an oldu. O an fark ettim ki, Çavuşin yolu boyunca sporcular renkli bir tren gibi dizilmişti. Manzaraya bakarken yarışın tadını gerçekten hissettim.
Bu yıl için özel bir hazırlık yapma fırsatım olmadı. Ama antrenmanları aksatmadım( daha detaylı görmek isterseniz Emre’nin Strava profili ); Eker Downhill Maratonu için hazırlık yaparken hızlı ve kısa idmanlara odaklandım. CUT’a katılma kararımı son gün verdim ve CMT ile CUT arasında seçim yaparken, kendimi daha iyi hissettiğim parkuru tercih ettim.
Uzun mesafe koşanların mutlaka uzun antrenmanlar yapması gerektiğine inanmıyorum. Örneğin, Sorokin 24 saatlik yarış için her gün 12 saat koşmuyor. Uzun yarışlar, fizikselden çok mental olarak kazanılıyor. Kendime hep bunu hatırlatıyorum.
Beslenme konusunda ise mükemmel bir planım yok. Yarış sabahı mideme “taban” olması için hamurlu yiyecekler tükettim. Yarış esnasında saatte 100 gram karbonhidrat almaya çalıştım. Yarışın ilk 7 saatinde her şey yolunda gitti, ama yorgunluk ve soğuk nedeniyle beslenmem aksadı. Mideyi toparlamak için çorba ve ekmekle dengeyi sağladıktan sonra tekrar jele döndüm.
Cappadocia Ultra Trail’i hep sezonun finali olarak gördüm. Türkiye’de daha zor veya daha güzel yarışlar olabilir, ama CUT kadar prestijli veya dikkat çekici olanı yok. Herkesin baştan kazanmak için acele etmemesini öneririm: “Yarış ilk bayırda kazanılmaz. Sakin bir başlangıç yapın. 😃”
En unutulmaz anım, 2022 CUT’da eşime sarıldığım o finiş anıydı. Bu yıl da oğlumla birlikte finiş yaparak unutulmaz bir an daha yaşadık. CUT, sadece bir yarış değil, benim için ailecek paylaştığımız çok özel bir deneyim.
Uzun mesafe yarışlarına bir süre ara verip maraton süremi geliştirmeye odaklanmayı planlıyorum. Tavsiyem, sadece mesafeyi değil, hızınızı da artırmaya odaklanmanız. CUT’u kazandım diye, kısa mesafe koşanlardan daha iyi bir sporcu olduğumu düşünmüyorum. En uzunu koşmak, en iyisi olmak anlamına gelmez.
Argeus Event her sene çıtayı yükseltiyor. Ancak organizasyonun hak ettiği yere ulaşmasını zorlaştıran pek çok dış etken var: Covid-19, Ukrayna savaşı ve UTMB’nin büyüme politikaları gibi. Ama CUT’un gelecekte kura ile kayıt alacağına inanıyorum.
Her sene bu yarışa katılmayı iple çekiyorum. Bir aksilik olmazsa yine burada olacağım. Bu arada… Ömür boyu ücretsiz katılım hakkım olduğunu söylemiş miydim? 😃
Bu yazı, Cappadocia Ultra Trail’de yaşadığım zorlukları, başarıları ve keyifli anları yansıtıyor. Hem bu yılın yarışını hem de bir ultra maratoncunun yaşadığı içsel yolculuğu anlatmak için buradayım. Yarışta görüşmek üzere!