Gökçeada Ultra Trail 33K Koşucu Gözünden Yarış Raporu

6-8 Eylül’de Gökçeada’da harika bir ultra trail yarışı gerçekleşti.Koşanlar bunu zaten çok iyi biliyorken koşmayanlar için de önümüzdeki dönemlere hazırlık olması adına koşucumuz ve aynı zamanda 33km’nin genel 🥈 Kumsal Pınargözü’ne tecrübeleri nasıldı diye sorduk. Kendisi bizlere efsane bir rapor hazırladı, gelin birlikte bakalım:

1. Yarış Öncesi ve Hazırlıklar


Bu yıl ilk kez düzenlenen Gökçeada Ultra Trail’in 33K parkurunda koştum. Gökçeada’ya daha önce birkaç kez antrenman kampı için gelmiştim, bu yüzden adanın doğasını ve coğrafyasını iyi biliyordum. Yarışın zorlu geçeceğini tahmin ediyordum, ancak bu kadar teknik bir parkurla karşılaşmayı beklemiyordum. Parkurda toplamda 1121 metre yükseklik kazanımı vardı. Köyler arası kısmi asfalt geçişleri hariç, parkurun büyük bir bölümü geniş ve dar patikalardan oluşuyordu.

2. Yarış Başlangıcı


Yarış sabah saat 7’de Kaleköy Limanındaki etkinlik alanından başladı. 44K ve 33K parkurları birlikte start aldı ve 23. kilometredeki ayrım noktasına kadar da birlikte koştuk. 7 Eylül’de Gökçeada’da mevsim hala yaz olduğu için yarışın deniz seviyesindeki bölümlerinde sıcaklık hissediliyordu. Ancak tepelere tırmandıkça şiddetli rüzgarla serinleme fırsatımız oldu. Yarış sırasında eski Rum köylerinin içinden geçmek, keçilerle karşılaşmak ve keçi yollarında koşmak unutulmaz anlar yarattı.

3. Parkurun Zorlukları ve Teknik Yapısı


Yarışı bu kadar teknik hale getiren, adaya özgü geven adlı çalılar arasında koşmaktı. Bu çalılar arasında ilerlemek zaman zaman zorlayıcı oldu. Parkurun en zorlayıcı bölümü ise 18-20 kilometre arasında yer alan 438 metrelik zirve tırmanışıydı. Kayaların ve çalıların içinden, işaretlemeler arasındaki yolu kendimiz belirleyerek tırmanmak zorundaydık. Zirveye ulaştığımda arkamı dönüp manzaraya baktığımda kendimi başka bir gezegende gibi hissettim. O anda başardıklarımın farkına varmak ve heybetli bir dağa tırmanmış olmanın verdiği mutluluk tarifsizdi. Karşımda muhteşem bir vadi ve deniz manzarası uzanıyordu.

4. Yarış Stratejisi


Yarış stratejim her yarışa göre değişse de, genellikle başlarda daha temkinli olup enerjimi sonlara saklamayı tercih ediyorum. Özellikle ilk kez koştuğum parkurlarda neyle karşılaşacağımı bilmediğim için dikkatli ilerlerim. Bu yarışta da, zirve tırmanışını tamamladığım 20. kilometreden sonra tempomu artırdım. Zirve sonrası, yolun daha koşulabilir olmasıyla hızımı artırarak yarışın geri kalanını tamamladım. Bu stratejiyle kadınlar genel klasmanında 2. oldum.

5. Organizasyon ve Destek


Yarışın mimarı sevgili Faruk Kar hocamız ve organizatör ekip Team Kronos, deneyimlerini ortaya koyarak çok iyi bir iş çıkardılar. Hiç ilk kez düzenlenen bir yarış gibi hissetmedim. İşaretlemeler o kadar kusursuzdu ki, saatime rotayı yüklemiş olmama rağmen takip etmeye gerek bile duymadım. 33K parkurunda 3 adet kontrol noktası (CP) vardı ve havanın sıcak olmasından dolayı, 2. ve 3. CP arasında ek bir su noktası da eklenmişti. CP’lerin içeriği oldukça yeterliydi; hatta ilk kontrol noktasında jel bile vardı. CP’ler dışında, çip okutulan ekstra kontrol noktaları da mevcuttu. Faruk hocamız parkurun çeşitli noktalarında karşımıza çıkarak hem yönlendirme yaptı hem de moral verdi. Hatta bir noktada hortumla sulama bile yaptı 🙂 🚿

6. Geliştirilmesi Gereken Noktalar


Her yarışta olduğu gibi, Gökçeada Ultra Trail’de de birkaç geliştirilmesi gereken alan vardı. Kit tesliminde sağlık raporu/lisans ve zorunlu malzeme kontrolü yapılmaması, dikkat çeken bir eksiklikti. Ayrıca etkinlik alanında çanta bırakılacak güvenli bir alanın olmaması da geliştirilebilecek bir detay olarak aklımda kaldı.

7. Genel Değerlendirme


Bu yarış tam anlamıyla bir deneyim yarışıydı. Epik bir deneyim yaşattı. Zorluk seviyesi açısından Cappadocia Ultra Trail hazırlığı için mükemmel bir test niteliği taşıyor. Ayrıca, Cappadocia yarışından 5 hafta önce düzenleniyor olması tarih açısından da oldukça uygun.

8. Gökçeada ve Gelecek İçin Öngörüler


Gökçeada, Türkiye’nin en büyük adası ve henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş bir bölge. Burada koşmak benim için her zaman büyük bir keyif olmuştur. Gökçeada Ultra Trail yarışıyla birlikte, Kaleköy adeta bir festival alanına dönüştü. Bu kadar iyi kurgulanmış ve organize edilmiş bir yarışın gelecekte çok daha büyüyeceğini ve uluslararası düzeyde bir yarış haline geleceğini düşünüyorum. Bu yarışın ilkini koşmuş ve bu deneyimi yaşamış olmaktan dolayı çok mutluyum.