Major maratonlar çok başka bir seviyede. Zamanında bunu ben de çok duyardım ve derdim ki yarış yarıştır, ne kadar farklı olabilir ki!? Bu yarışlara gidip koşunca insan anlıyor “major maraton” ünvanını boşuna almamışlar. 🏃♂️ Klasik farkları söyleyeyim. Organizasyon kusursuz. ✅Start dalgaları, yarış exposu, yarışın kurulduğu alanın büyüklüğü ve ferahlığı, gelen koşucuların seviyesi, parkurda verilen jel kalitesi (Maurten), parkur boyunca bitmeyen izleyici desteği, parkurun belli noktalarındaki canlı müzik 🎶 ve daha bir çok şey bu yarışı özel yapıyor. 🌟
Chicago ve Berlin major maratonlar arasında en hızlı iki parkur. Geçen yıl erkekler dünya rekoru, bu yıl ise kadınlar dünya rekoru Chicago’da geldi. 🥇 Geçtiğimiz yıllarda da Berlin’de sık sık rekorlar koşulmuştu. 🏆Ben de koşarken Chicago’yu parkur olarak çok düz ve rahat buldum. Gerçekten en iyi süreyi koşmak için şahane bir parkur. Major maratonlar, ortam olarak festival tadında geçiyor. Bu da insanın koşu performansını çok etkiliyor. Sağa sola bakmaktan bazen koştuğunu unutuyor insan. Devamlı kafayı dağıtan ve eforu unutturan muazzam bir izleyici desteği var. Kostümlü enteresan insanlar, 🎭 konfetiler, pankartlar, 🪧 motivasyon vermek için bağıran güzel insanlar dolu oluyor. Doğru biliyorsam 2024 yılında yaklaşık 52 bin kişi Chicago Maratonunu koştu. Bu sayede koşucu olarak parkurda da hiçbir zaman yalnız kalmıyorsunuz. Hızınız ne olursa olsun sizin temponuzda birileri hep oluyor. Maraton koşarken yalnız kalmak belki de en büyük zorluklardan biri. 😅
Yarış sırasında çoğu kişi gibi ben de en çok 35 km sonrası zorlanmaya başladım. 🥵 Kendimi iyi hissettiğim için hızımı arttırdım; ama bacaklarım yorgunluğu hissediyordu. 🦵😓 Beslenmemi iyi yaptığım ve yarışın ilk yarısında kendimi taze tuttuğum için sorunsuz bir şekilde yarışı tamamladım. 1. Saat 100 gr, 2. Saat 125 gr karbonhidrat ve 100 mg kafein, 3. Saat 125 gr karbonhidrat ve 100 mg kafein aldığım bir beslenme stratejim vardı. 🍌☕ Parkur açısından zorlayıcı hiçbir unsur olduğunu düşünmüyorum. 🌬️ Gerçekten kağıt gibi şahane bir parkur. 📄
Benim için yarış fazlasıyla kontrollü geçti. 🎯 Yarış sonrasında da çok mutluydum; hatta şimdilerde acaba fazla mı kontrollü gittim diye sorguluyorum. Bırakmayı ne düşündüm ne de öyle bir an hissettim. Sakatlık riski taşıyan bir durum olmadığı sürece de bırakmazdım zaten.
Yaklaşık son 800 m kala, yakın arkadaşım Cihan sağ olsun bana Türk bayrağını verdi. 🇹🇷 Ben bayrakla nasıl koşacağım, nerede tutacağım, fotoğrafta iyi çıkar mı vs diye düşünürken biraz basmışım. Bayrağı aldıktan sonra hiç acı hissetmedim. Kendimi güçlü hissettiğim ve sevdiklerimi düşündüğüm bir andı benim için. Yurt dışı yarışlarda ülkemizi göstermek konusunda ben hassasım. 🌍 Türkiye’de koşu sporu gelişsin istiyoruz. Bu yüzden de bizler ülkemizi temsil etmeliyiz.
Bunun dışında başka bir sürü an var. İlk 30 km hemen hemen hiçbir şey düşünmedim. 🧠💤 30-32-35-41 hepsi benim kafamda kendi içinde kırılma noktaları, hepsi önemli anlar.
Ne yazık ki Chicago için hazırlanamadım. 2023 Nisan ayında sakatlandım ve çok inatçı bir sakatlık oldu. Yarışa daha bir hafta kala bile ne yapabileceğimden emin değildim. Sadece zone 2 aerobik antrenmanlar yaparak biraz mesafelerimi arttırmaya çalıştım. O da çok fazla bir haftalık mesafe değildi, en azından benim için.
Yaklaşık 6 yıldır koşuyorum. Bu süre içerisinde daha önce maratonlar ve ultra maratonlar koştum. Bu yüzden az çok ne yaşayacağımı biliyordum.Mental olarak bir hazırlık yapmadım.Kendime sadece şunu söyledim: Bu bir “fitness testi”, çık ve ne durumda olduğunu gör. En iyi yarışımı koşmaya değil, şartlar altında yapabileceğimin en iyisini yapmaya çalıştım. Bu benim üzerimdeki stresi komple aldı. Çok daha iyi bir süre koşabileceğimi biliyorum. Bu koştuğum yarış sayesinde şimdi gerçek en iyimi koşmak için motivasyon topladım. Sakatlığımı test ettim ve sorun göremedim. 🛡️✅
Beslenmeme hiç dikkat etmedim desem sanırım doğru olur. 🍔🍟 Chicago Maratonu benim için önemliydi; ama Amerika’yı gezmek, kültürünü tanımak daha önemliydi. Bolca fast food yedim, zararlı şekerli şeyler tükettim. 🍩🍬 Pişman da değilim. Çok hedefle girdiğim bir yarış olmadığı için bu tarz konularda kendimi strese sokmadım. Yaptığım doğru değil tabii. ❌
Yarış sırasında beslenmem kusursuzdu. 🍌 Ben karbonhidrat sindirimi konusunda şanslı olanlardanım. Mide sorunu neredeyse hiç yaşamıyorum ve yüksek karbonhidrat miktarlarında beslenebiliyorum.Bu özelliğimden faydalandım ve beni yarışın ikinci yarısında ayakta tutan bence bu oldu.Hemen hemen her su istasyonunda su veya elektrolit aldım. 💧 Yarışın başında elektrolit daha çok tercih ettim; ama sonlarda genel olarak elim suya gitti. 🚰 Yarış sonlarında mide artık kasılmaya başladığı için zorlamak istemedim ve elektrolit ihtiyacım da olmadı.Jel ve kafein takviyesi kullandım. ☕ Önceden de belirttiğim gibi beslenmem aşağıdaki şekildeydi:
Ben yarıştan 2 ay önce Amerika’ya gitmiştim. ✈️ Bu yüzden jetlag veya uçuştan hiç etkilenmedim. 🕰️
Major maraton olduğu için kalite ve ortam farkı var. Zaten bundan öncesinde biraz bahsetmiş oldum. Katılmayı düşünenler çok düşünmesin, katılsın. Gitsinler ve tadını çıkarsınlar. Maraton koşmak ne kadar özel bir deneyim, buralarda insan farkına varıyor. Unutamayacakları bir deneyim olacağına söz veriyorum.
Start dalgaları böyle büyük yarışlarda çok önemli. Yarışa kayıt olurken gerçekçi bir süre hedefi versinler. ⏱️ Ne kendi yarışlarını ne de başkalarının yarışını tehlikeye atsınlar.Yavaş süre seçerlerse insan seli arasında sıkışırlar ve insanları geçmek için fazla enerji harcarlar. Fazla hızlı bir süre seçerlerse herkes onları geçecek ve başkalarına zorluk yaratacaklar. Arada birkaç dirsek temasına girmeleri de çok olası. Lütfen kendimizi bilerek ve bencil olmadan katılalım bu yarışlara! 🙏
En büyük hata her zaman için gaza gelip hızlı başlamak.Maraton uzun bir yarış.Yavaş başlayın, asla pişman olmazsınız. 🐢 Hızlanmak için çok fırsat olacak. ⏩ Kendi yarışınızı koşun, başkalarının yarışına ortak olursanız yolda lastik patlar.
Koşu ile benim aramda oldukça toksik bir ilişki var. Genelde koşmayı sevmediğimi söylerim; ama arada sevdiğim anları da var. Chicago sırasında, ortamın etkisi ve kendimi de güçlü hissetmemle beraber gerçekten koşuyu sevdiğim bir an oluştu. Sakatlık sonrası koşuyla barışma anım oldu. 🤝 Bu sporu neden yaptığımı tekrar hatırladım. 💡 Arada böyle hatırlatıcılara ihtiyaç var.
Ben aslında hedeflerimi saklayarak totem yapıyordum; 🧿 ama sorulunca artık söyleyeyim. 🤫 2025 takvimini henüz oluşturmadım; fakat baya iddialı yarışlar var planımda. 🗓️🔥 Hızlı bir yol ultrası koşmak istiyorum. Two Oceans veya Comrades gözüme kestirdiğim yarışlar. 100 km ve üzeri ultraları deneyimlemek ve anlamak üzerine bir yıl düşünüyorum. Efes Ultra Trail 120K yüksek ihtimalle ilk A hedef yarışım olacak. Bunun öncesinde Otto Run Club ekibimizle beraber bir Barcelona Yarı Maratonu planımız var. Berlin Maratonu için kuranın açıklanmasını bekliyorum. 🎲 Kapadokya Ultra Trail (CUT) da bir ihtimal. En yakın zamanda Western States’i ve Amerika’daki birçok ultrayı koşmak istiyorum. 🇺🇸🏃♂️ Bu yarışlar için de kualifikasyon veren Kapadokya var şu anda.
Seneye tekrar maraton koşarsam kesinlikle sub 3 gelmeli. Bu çok zorlu bir hedef de değil. Gönlümden geçen 2:45-2:50 arası bir maraton koşmak; fakat bunun için iyi bir antrenman dönemine ihtiyacım var. 📋💪
Acele etmesinler. ⏳ Her şeyi zamanında yapmak güzel. Acılar için 5-6 saat maraton koşmak size maraton deneyimini vermeyecek, inanın. Sadece çok acı çekmiş olacaksınız. 🚷 Daha çok düşük nabızda, kolay bir tempoda düzenli koşmaya odaklansınlar. Haftalık kilometrelerini zaman içinde arttırmaya baksınlar. 📈 Zaten çok komplike düşünmeye gerek yok. Belli kilometrelere gelince hızlanmaya başlayacaklar. Interval, eşik antrenmanı, fartlek gibi antrenmanları en son düşünsünler. 🏁
Seviyelerine göre yarışlara girerek biraz da yarış tecrübesi edinsinler. Yarışlara anlık girmek yerine 4-6 ay bir hazırlık periyodu olsun. 🗓️ Ana yarış hedeflerine hazırlayacak daha kısa hazırlık yarışlarına da katılsınlar. Zaten bizim en büyük motivasyon kaynağımız takvimde yer alan yarışlar. 📅 Devamlı bekledikleri bir yarış olsun ki devam etmelerini sağlasın. Bu, deli gibi yarış koşmak anlamına gelmiyor. 🚫 Ayda bir, belki iki ayda bir yarış olabilir. 🕰️ Seviyesi yüksek olanlar daha sık yarışabilir.
Sürelere ve sayılara odaklanıp kalmasınlar. ⏱️ Süreç odaklı olsunlar; bu sayede zaten tüm süreler gelecek. Acele edip bir sürenin peşine düşüp sakatlanmak, motivasyon kaybetmek çok sık gördüğümüz şeyler. Bunları ben de çok yaptım zamanında.
Motivasyon konusu çok uzun bir konu.İşin özü, herkesin kendine ait bir ritüeli ve rutini var. Sizde çalışan şeyleri bulun. 🔍 Ben mesela sabah kahvesini çok severim ☕ ve ilk iş koşmadan içmem. Her gün o koşu bitsin de kahvemi içeyim diye uyanırım. 😄
Chicago bana kalırsa son zamanlarda Berlin’in önüne geçti. Seneye de rekorlar gelmeye devam ederse daha çok kişi Chicago’yu tercih edecek. Rekorlar boşuna belli parkurlarda gelmiyor. Parkur kalitesi ve organizasyon kalitesi elit seviyelerde kritik oluyor.
Amerika’da yaşıyor olsaydım cevap anında evet olurdu; fakat bizim için ciddi bir masraf. Yolculuk açısından da yorucu. Eğer tekrar Amerika’ya gidersem tercihim New York Maratonu olur. Parkur olarak çok daha zorlu; ama ortam olarak dünyanın en iyi yarışı olduğunu düşünüyorum.